8 ay kış, 4 ay yaz mesaisi
GÜNDEM▪Kamu-Sen Başkanı Metin Atan, Hakikat Yazıişleri Müdürü Tayfun Aydınlı’nın sorularını yanıtladı, güncel sorunlar, vergi affı, terfiler gibi bir çok konuda önemli açıklamalar yaptı.
Soru: Mesai saatleri ile ilgili son yaşanan gelişmeler hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Bu konu hakkında geçenlerde Maliye Bakanımızla bir görüşmemiz oldu. Bütün yetkili sendikaların olduğu istişare adı altında bir görüşmemiz oldu. İstişare için gittik ama gördük ki bazı şeylerin kararı alınmış. Sayın bakanımız önce mesai saatlerini 8 buçuk 5 yapalım dedi. Biz şoke olduk çünkü son mesaiden evvel görüşmelerimizde mevcut mesai saatlerinin devam ediceğini biliyorduk. Çünkü daha önceden bakanla mevcut saatlerin devam edeceği hususunda anlaşmıştık. Bakanımız latife şeklinde “öyle mi konuşmuştuk” diye sordu bize. Bizim diretmemizle bakanımız kabul etti. 8 ay kış mesaisi 4 ay yaz mesaisi saatler de 08-12:30 , 13:00-16:15 çıkış olacak şekilde mutabık kaldık. Ancak saatleri “Arap Saati” dediğimiz uygulamada kesinlikle değişmeyeceğini söyledi. Ben de kendisine geçen seneki gibi kazalar olursa kendisinin sorumlu tutulacağını söyledim çünkü bizim yollarımızın aydınlatmaları sorunlu, tedbirlerimiz yok. Burada önemli olan çocuklarımız. Sabah karanlıkta okula gitmesinin hem riski fazla hem psikolojik açıdan sıkıntılı. Bunları izah etmeye çalıştık kendisine. KTÖS’ün başkanı bu duruma büyük bir tepki koydu ve sitem ederek ayrıldı toplantıdan. Şunu da belirteyim KTÖS başkanının yaptığı bu davranış hiç hoş olmadı. Toplantıda kalıp tepkilerini dile getirirsin ama hakaret edercesine konuşup masayı terketmek çok yanlış. Tabii onların kendi bileceği iş. Saatler konusunda yeniden uyarıyorum hükümeti. Duyduğuma göre maliye bakanı son olarak topu Başbakan’a atmış. Bu da hoş değil. Siz Başbakan Yardımcısı olarak bu görüşmeleri yürütüyorsanız bunun sorumluluğu size ait. Hükümetimiz bu kararı tekrar gözden geçirmeli. Bizim bir hastalığımız var. Biz tedbirlerimizi ancak kötü bir olay yaşandıktan sonra alıyoruz. Yine geçen yılki gibi bir olay olursa hiçbiri bunun altından kalkamaz.
Soru: Sayın Başbakanın Vergi Affı ile ilgili yaptığı açıklamalar hakkında neler söylersiniz?
Bu konu çalışan kesimi çok rahatsız etti. Çünkü CTP zamanında yasa gücünde kararnamelerle 200-300 milyon vergi affı olmuştu. Bu adaletsizliği ve haksızlığı getiriyor. Kamu görevlisi maaşını almadan vergisi kesiliyor ona göre maaşı alıyor. Ama kurumlar yıl sonu harcamalarını düşük gösteriyor ve zararda olduğunu belirtip ya vergi vermiyor ya da 100 bin vermesi gerekirken 10 bin verip geçiştiriyor. Halkımızın arasında ayrımcılık oluyor. Bu yine sermayenin işine geliyor. Bu sermayenin çıkarına yapılmış bir olaydır çünkü önümüzde seçimler var. Bu vergi affı seçim yatırımıdır. Bu konuda çok rahatsızız. Hükümet bir karar alırken doğrusunu düşünsünler tartışsınlar araştırsınlar ona göre bir karar alsınlar. Örneğin tüp gaza yapılan zam geri alındı veya Yavuz Çıkarma Plajı’nda bakanlar kurulu karar vermiş 3-5 gün sonra yoğun itirazlar ve tepkiler sonucu tekrar geri alınmış. Bunlar hükümetin hanesine eksi olarak yazılır.
Soru: Finansal Kiralama Yasa Tasarısı ile ilgili görüşleriniz nelerdir?
Bu yasa hazırlanmış ama eksiklik içeriyor. Örneğin tefeciler veya dışarıdan bu işleri yapanları yasa altına alma amacı güdüldüğünü görüyoruz. Ama kooperatiflerin bu yasa içerisinde kontrol mekanizması yok. Kamu-Sen olarak bu tasarıya katkı koymak adına bizden görüş almalarında fayda var.
Soru: Vergi dairesinde geçenlerde bir grev yaptınız ve sansasyonel bir grev oldu. Bunla ilgili neler söylersiniz?
2 buçuk ay önce oranın kaza amiri emekliye ayrılmış. Ben dolaşırken tesadüfen oraya da gittim. Baktığım zaman orada 70 kişi civarında çalışan olması gerekirken 40 kişi var. 40 kişinin de 17 tanesi kadrolu münhalli geri kalanı geçici ve işçi konumunda. İnsanlar üst üste durarak iş yapıyor. Bina fizibilitesi yok. Çağdaş bir yapı olması gerekirken çok kötü bir halde. Orası darphanedir. Devlet önemli bir kazanımını ordan elde ediyor ama hiç özen gösterilmiyor. Oranın daha lüks ve güzel bir yerde olması gerekirken maalesef köhne yıkılacak basık bir binanın içinde çalışılıyor. Bu çok yanlış. Maliye Bakanı’na gittiğimizde yeni binanın ihaleye çıktığını ve bittiğini en kısa zamanda yapılacağını söyledi. Biz artık bunlara inanmıyoruz çünkü bize verilen birçok söz tutulmadı. Sayın genel müdürümüz bir açıklama yaptı ve dedi ki “Bilmiyor mu sendikalar münhal ilan edildi oraya personel gelecek. Bizim sorunumuz yalnızca eksik eleman değil. Oranın çalışma şartlarındaki zorluklar, binanın konumu, araç gereç sıkıntısı. Biz genel bir düzenleme yapılması için eylem yaptık ve hiçbir zaman özlük hakları veya para için değil. Sayın müdüre sormak istiyorum. Neden Mağusa bölgesindeki amiri Girne’ye getirmek için bizim grevimizi beklediniz. Şu an Mağusa bölgesi de açıkta. Sayın genel müdür yanlış yapıyor, oradaki çalışanların çalışma koşullarından da sorumludur kendisi. Bana bizzat vatandaş grev yapılması gerektiğini söyledi. Orada bir de motorlu araçlar var. Aynı arkadaşlar oraya da bakıyor. Ama nereye kadar. Başka dairelerde iş yok ama kabarık bir kadro var, burada da sürekli iş olması çalışılması gerektiği halde personel yok. Bu konuyu bizzat başbakanla konuştum. Nerede eksiklik varsa lütfen bize danışın sorun dedim. Ama bizde öyle bişey yok. Bizde maalesef popülizm, adam kayırmacılık olduğu için kamu alanlarında verimsizlik var. Mesela Kemal Dürüst icraat konusunda elinden geleni yapıyor. Sayın bakanın odasına somurtarak giren adamın güleryüzle ayrıldığını görüyorum.
Soru: Hemşirelik için yapılan sınavda bazı soruların hatalı çıktığı gözüktü. Bu konu hakkında neler söylersiniz?
Bu hata değil aslında. Kamu hizmeti, soruları yurt dışından alıyor. Sorular buraya gelip bankaya düşüyor ve onların içerisinden soruluyor. Yalnız bu hemşire sınavında iki soru vardı. Bu soruların doğru cevapları örneğin a şıkkı ama cevap anahtarında b şıkkı olarak gösterildi. Hemşireler tarafından bu konuda şikayet dilekçesi yazdı. Kamu hizmeti de uzmanlarını görevlendirdi bu konuyla ilgili. Uzmanlar da bu soruların cevaplarında yanlışlık olduğunu belirttiler. Bu da sınavı kazananlar listesinde değişikliğe sebep oldu. Doğru cevabı verdiğini düşünen kişi 40’ıncı sıradaysa 70’inci sıraya düştü. Sıralamada kaymalar oldu ve büyük sıkıntı yaşanıyor. Şunu belirteyim Kamu Hizmeti Komisyonu bugüne kadar gelmiş en şeffaf en doğru şekilde işlerini götüren bağımsız bir kurumdur. Bu kurumun görevini layıkıyla yerine getirdiklerini düşünüyorum. Dışişleri Bakanlığı’nda münhaller ilan edildi 20 kişilik de bir kontenjan belirlendi. 74 kişi müracaat etti. Daha sonra müracaatçı sayısı 22 kişiye indi. Dışişleri Bakanlığı’nın da bu konuyla ilgili kamu hizmetine tepkisi oldu. Şimdi biz tüzük yaptık. Burası Dışişleri bakanlığı. Beni gerekirse yurt dışında temsil edecek bir bakanlık. O yüzden akıcı İngilizcesi ve Türkçesi, ayrıyeten duruşuyla ilgili bazı kriterler getirildi. Eğitim Bakanlığı da İngilizce seviyesini üst düzey tuttu. Bu 74 kişinin içerisinde Kamu Hizmeti Komisyonu’nun yaptığı araştırmalar sonucunda sadece 22 kişinin üst düzey İngilizcesi olduğu saptandı. Bunun sonucunda da spekülasyonlar oluştu, 20 tane münhal var hepsine verecekler şeklinde. Benim üyelerim de var o elenen kişiler arasında. Bu tüzüğün yeniden gözden geçirilmesi ve değişmesi gerektiğini düşünüyorum.
Soru: Kamu görevinde yükselmelerle ilgili sözlü sınavın olması konusunda neler söylersiniz ?
2014 yılına kadar sözlüydü. Daha sonra tüzük değişikliğine gidildi. Yazılı sınavda gerçekten sıkıntılar olduğunu saptadık. Çünkü insanlar zaten çalışıyor eve gittiği zaman da çeşitli sorunlarla uğraşıyor. Yani dinç kafayla bu sınava hazırlanabilecek kamu çalışanı çok az. Kamu Hizmeti Komisyonu’nun ne kadar şeffaf olduğunu söylemiş olsam da sınavlar konusunda sorunlu olduğunu da söylemek isterim. Çünkü çok zor sorular soruyorlar. Bu sınavları insanlar geçmesin diye hazırlanıyor sorular. Ben bunu Kamu Hizmeti Komisyonu’ndaki arkadaşlarla da görüştüm. Dedim ki adama “1958’deki İngiliz valisini soruyorsun. Bunu nerden bilsin. Sen biliyor musun 1958’de ki İngiliz valisini de insanlara bu soruyu soruyorsun. Bu tarz soruları insanlar nerden bilsin. Güncel sorular sor bu sınavlarda o zaman o soruları bilemeyenler de kendilerini sorgulasın. Ama sen böyle sorular sorarsan giren kişiyi haklı duruma getirirsin. O yüzden sınavların sözlü olması gerektiği yönünde bir atılım yaptık. KTAMS karşı duruyor sözlüye. Yazılı olmasında ısrarcılar bu konuda. Onlar da diyor ki girecek olan hakkıyla girsin. Bunda bende hem fikirim ama bizde yazılı sınav olmasının amacı farklı. Adamı 4’üncü dereceden 3’e sözlüyle getirdin. 3 ten 2 ye sözlüyle getirdin. 2 den 1’e getirmek için de diyorsun ki yazılı sınava gir. Geçemezse 2’de kalacak ve 1’e geçmeden a memur b memur kademelerini de alamaz. Bu verimsizliğe de sebep olacak. Gerekli toplantılar yapıldı, 20’sinde de karar verilecek. Bu da bizim sendikamızın bir başarısı. KTAMS diretiyor yazılı olması konusunda süreç o yüzden uzuyor. Büyük bir olasılıkla sözlü çıkacak buradan üyelerimize de belirtmek isterim.
İlginizi Çekebilir