© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

İsrail için tek yol Türkiye boru hattıdır...

İsrail-Türkiye yakınlaşması ve Kıbrıs Uzun zamandır Suriye’de süren savaş, komşu devletler arasında en fazla İsrail devletinin ve topraklarının güvenliğini tehlikeye atmıştır. Hem bir taraftan savaşın olumsuz etkilerini yaşarken bir de Amerika Birleşik Devletleri’nin İran Devleti konusundaki açılımından rahatsız olan İsrail kendisini bu kaotik ortamdan çıkarmak için yeni ittifaklar arayışına girmiştir. İsrail’in ittifak kurabileceği pek komşusu da yoktur işin aslına bakılırsa, bu yüzdendir ki İsrail’in Türkiye’ye olan ihtiyacı ve de ilişkilerinin normale dönüştürme isteği, İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin normale dönüşmesi ile birlikte Doğu Akdeniz’de ki dengelerde her şekilde etkilenecektir.

Durumu irdeleyecek olursak; İki ülkenin yani Türkiye ve İsrail’in yakınlaşması ile iki tarafın kazanımları ne olabilir. Öncelikle İkili ilişkilerin normale dönmesi ile Türkiye doğalgaz kaynaklarını ve de bununla birlikte  tercih yapma seçeneklerini çoğaltacak duruma gelecek, Kıbrıs’ta olabilecek bir çözüm daha da net gözükebilecektir. Haliyle Kıbrıs sorununda olabilecek bir çözüm Türkiye’ye AB ilişkilerinde önemli kazanımlar sağlayacaktır. Avrupa Birliği’nin dayatması olan Kıbrıs sorunu en azından masadan kalkacaktır. Tabii Türkiye için bunlar kazanım olarak gözükse de İsrail Devleti’nin de Türkiye ile yapılacak yeni anlaşmalar, iş ortaklığı vs gibi işlerle kazanacağı çok şeylerin de olduğu aşikardır.

 

İki devlet arasındaki yakınlaşma, işbirliği başlatma telaşının arkasında yatan sebebin Doğu Akdeniz’de bulunan doğal gaz kaynaklarının olduğu da bilinmektedir. İsrail Akdeniz’deki doğal gaz aramalarına hız kesmeden devam etmektedir, son olarak iki bölgede elde ettikleri doğalgaz miktarı yaklaşık 950 milyar metreküptür. Türkiye için yıllık gerekli olan miktarın 50 milyar metreküp olduğu bilinmektedir. Yani İsrail’in gazı Türkiye doğalgaz ihtiyacının 19 katıdır. İsrail’in bünyesinde bulundurduğu bu gaz miktarı çok olmasa da Avrupa’nın enerji kaynaklarını çeşitlendirmek konusunda küçümsenmeyecek bir yer edinmektedir.

 

İsrail Devleti’nin şu an için önceliği Doğu Akdeniz’de 2009-2010 yıllarında bulduğu doğalgaz yataklarını faaliyete geçirerek bu konuda elini güçlendirip rezervlerini artırmaktır. Tabi iş bu kadarla bitmiyor İsrail’in en büyük sıkıntısı bu gazı ne şekilde ihraç edeceğidir. Burada da iki alternatif gözükmektedir, bunu ya boru hattı ile taşıyacak ya da sıvılaştırarak taşıyacaktır. İki alternatiften biri olan sıvılaştırma projesi İsrail için çok pahalıya mal olacağı İsrail devletince bilinmektedir. Sebebi şu ki, sıvılaştırılacak olan doğal gaz tankerler vasıtası ile taşınacaktır. Fakat o tankerlerin gazı taşıması esnasında güvenlik tedbirleri alarak gazı gideceği yere kadar sağ salim ulaşmasının İsrail’e doğuracağı yatırım miktarını, İsrail donanmasında görevli Planlama sorumlusunun verdiği demeçteki miktar tam tamına 700 milyon dolardır. Ayriyeten buna ek olarak her sene de 100 milyon dolar gibi bir rakamı da bu iş ile alakalı harcamaları gerekmektedir. Bu güvenlik şeridini oluşturmalarının sebebi ise Lübnan Hizbullah’ı İsrail’in Lübnan’a ait olan doğalgazı çaldığını düşünmesidir. Bu sebeple sıvılaştırılmış doğalgazın herhangi bir saldırıya uğramadan güvenli bir şekilde gideceği yere ulaşmasının çok zor olduğu bilinmektedir.

 

İsrail için tek yol Türkiye boru hattıdır.

İsrail’in doğalgazını piyasaya çıkarması için kuracağı diğer boru hattı ise Kıbrıs üzerinden geçirmesi ya da doğrudan Yunanistan’a ulaştırma zorunluluğudur. Fakat İsrail’den Yunanistan’a kadar boru hattı döşemek hiç de kolay bir durum değildir. Bu konu hakkında yapılmış herhangi bir fizibilite olmamasına rağmen New York Times’ın 2012 tarihli bir araştırma haberine göre bu maliyet 17 milyar doları bulabilmektedir. Yani olası İsrail-Yunanistan arasında bir boru hattı döşemenin maliyetinin  ekonomik olmadığı  gözlemlenmektedir.

Mantıklı ve maliyeti ucuz olan tek yol ise İsrail’den Kıbrıs’a döşenecek bir boru hattı ile İsrail gazını Kıbrıs’a taşımak burada Kıbrıs gazı ile birleştirerek Türkiye’ye giden bir boru hattı ile hem Kıbrıs’ın Hem de İsrail’in gazının Türkiye’ye ulaşmasını sağlamaktır..

 

Güney Kıbrıs İsrail’e işbirliği çağrısında bulundu fakat İsrail bu teklife sıcak bakmadı;

Rumlar tek taraflı ilan ettiği fakat Türkiye’nin tanımadığı ekonomik münhasır bölgesinde 2011 yılında yaklaşık 145 milyar metreküp doğalgaz bulmuştur. Bulunan bu doğalgaz miktarı ekonomik kriz içerisinde bulunan Güney Kıbrıs için çok önemli ve ekonomisini düzeltecek bir rakam olduğu bilinmektedir. Rumlar İsrail’e iki devletin gazını birleştirerek Limasol’da kuracakları bir tesiste bu gazı sıvılaştırarak Avrupa’ya sevketmek konusunda bir teklifte bulunmuştur fakat böyle bir tesisin kuruluş maliyetinin çok yüksek olacağı tahmin edildiği ve de dünyada hiçbir ülkenin kendi doğalgazının başka bir ülkede sıvılaştırmadığı,  aynı zamanda rantabl gözükmediğinden İsrail tarafından bu öneri geri çevrilmiştir.

Bu doğalgaz için aslına bakılırsa Mısır veya Ürdün’e pazarlamak ayrı bir seçenektir. Ancak Mısır ve Ürdün piyasasına dönülecek olunursa Pazar alternatifi daralacak ve büyük Avrupa piyasası  sevdasındasından vazgeçilecektir. İsrail ve Güney Kıbrıs için asıl pazar Avrupa’dır.

 

Bütün bunlar ve şartlar göz önüne alındığında Kıbrıs gazının ve de İsrail gazının Avrupa pazarına çıkmasının tek ekonomik ve de yatırımcılarını ikna edebilecek yolu Kıbrıs üzerinden geçecek Türkiye’ye boru hattı ile taşımak olacaktır. Tabi bu senaryoların gerçekleşmesi için hem Kıbrıs sorununun çözümlenmesi hem de Türkiye İsrail ilişkilerinin normale dönmesi gerekmektedir. Aralık ayı içerisinde Kıbrıs ziyaretinde bulunan Amerika Birleşik Devletleri’nin Dışişleri bakanı Kerry yaptığı açıklamalar da Kıbrıs’ta olabilecek bir çözüm sonrasında bu bölgenin enerji ve ticaret merkezi haline geleceğini söylemesinin arkasında ki gerçeklerde bunlardır. Amerika Birleşik Devletleri’nin devamlı suretle sağlanabilecek bir barış için her türlü desteği vereceğini açıklamasının sebeplerinin başında da bölgedeki oluşabilecek müthiş ekonomiden kaynaklanmaktadır. AB’nin de Türkiye-İsrail  İlişkilerinin normale dönmesine aynı zamanda Kıbrıs sorununun çözümüne ihtiyacı olduğu bilinmektedir. Çünkü AB Ukrayna-Rusya arasındaki gerilimden dolayı karşı karşıya kaldığı Rusya’dan  aldıkları gaz yerine başka kaynaklar bulma  telaşındadırlar. Bütün bunların gerçekleşebilmesi için Türkiye-İsrail İlişkilerinin normale dönmesi ile birlikte Kıbrıs sorunun da çözülmesi gerekmektedir.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER