ZAROĞLU:ÜLKEDEKİ SİSTEM ÇÖKME NOKTASINDA
GÜNDEMCumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda güncel konuşmalar yapıldı. Yaklaşık 8 saat süren görüşme boyunca yapılan konuşmalarda muhalefet iktidara sağlık, eğitim, ulaştırma gibi alanlarda eleştirilerde bulundu. Genel Kurulda Kıbrıs konusu da konuşuldu.
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu'nda konuşma yapan YDP milletvekili Bertan Zaroğlu, geçtiğimiz hafta bazı milletvekillerinin siyasi nezaketten uzak şekilde şahsını hedef alındığını söyledi.
Zaroğlu, “Ülkedeki sistem çökme noktasında” diyerek sağlık, eğitim ve ulaştırma alanındaki uygulamaları eleştirdi, acil servislerde yığılmalar, hastanelerde yetersizlikler, yollarda çukurlar, Hala Sultan İlahiyat Koleji’nde eksiklikler olduğunu söyledi.
Türkiye ile mali protokolün hala imzalanmadığını ifade eden Bertan Zaroğlu, “Geçmiş dönemde imzalanan protokollerin bazı maddeleri de uygulanmamıştı” dedi.
Bertan Zaroğlu, “Artık başkanlık sistemine geçilmesi gerek. Mevcut parlamenter sistem toplumun ihtiyacını yeterince karşılamıyor. Anayasayı değiştirmek şarttır. Böylesi bir değişiklik yapılırken de gerekçeler halka iyi şekilde izah edilmelidir” şeklinde konuştu.
2014’de referanduma sunulan Anayasa değişikliğinin halka yeterince iyi anlatılmadığını, bu nedenle yüzde 62 oranında hayır oyu alındığını belirten Zaroğlu, uzmanlardan yeterli görüş alınmadığını da savundu.
Yerinden söz alan ve o dönem ilgili komitenin başkanı olduğunu belirten CTP milletvekili Asım Akansoy, uzman görüşü alındığını belirtti.
Bertan Zaroğlu'nun konuşmasının tam metni şu şekilde;
Sn. Başkan, değerli Milletvekilleri...
Konuşmama başlamadan önce, özellikle ifade etmek isterim ki,
Geçtiğimiz hafta, bazı m.vekilleri tarafından üstelik bilinçli şekilde, saygı ve siyasi nezaket dışı,
Şahsımı hedef alan, son derece mütecaviz tutum ve davranışlar sergilenmiş olmasının yanı sıra,
Sürekli olarak sözümün de kesilmiş olması nedeniyle..
*Konuşmamın engellenmesi gibi bir sonuç hasıl olmuştur..
Umarım ki; bugün burada beni dinleme nezaketini gösteren arkadaşlar, geçtiğimiz hafta sergiledikleri
davranışlarından vaz geçmek suretiyle, ortamın yeniden gerilmesine neden olmazlar...
Bilindiği gibi, KKTC DE HALEN *YÜRÜRLÜKTE BULUNAN ANAYASA ve ANAYASAL SİYASİ REJİM KAPSAMINDA...
NEREDEYSE TÜM BAKANLIKLAR ve BUNLARA BAĞLI KURULUŞLAR, adeta işlevsiz hale gelmiştir..
*Bunun sebebi ise, SADECE KÖTÜ YÖNETİLMEKTEN DEĞİL, AYNI ZAMANDA İHTİYAÇLARIN DA KARŞILANAMIYOR OLMASINDAN DIR...
*Yani tabir-i caiz ise, SİSTEM MAALESEF ÇÖKMÜŞ DURUMDADIR..
Kısaca bir iki örnek vermek gerekirse...
Mesela;
SAĞLIK BAKANLIĞINA BAĞLI HASTANELER DE, HEKİM EKSİĞİNİN YANI SIRA,
CİDDİ ANLAMDA TIBBİ CİHAZ ve YATAK EKSİKLİĞİ,
KEZA FİZİKİ
KOŞULLARIN DA YETERSİZLİĞİ, APAÇIK ORTADADIR..
YİNE, ACİL SERVİSLERDEKİ YIĞILMALAR NEDENİYLE, VATANDAŞ, ADETA CANINDAN BEZME NOKTASINA, GELMİŞTİR..
ÖTE YANDAN DİĞER BİR ÖRNEK OLARAK ULAŞTIRMA BAKANLIĞI' NI ELE ALIRSAK..
BU BAKANLIĞIN DURUMU DA, TAM BİR İÇLER AÇISIDIR..
GENCECİK 4 VATANDAŞIMIZI KAYBETTİĞİMİZ LEFKOŞA- GİRNE YOLU HALEN BİTİRİLİP, ÇİFT YÖNLÜ ve ÇİFT ŞERİTLİ OLARAK TRAFİĞE AÇILAMAMIŞTIR..
BUNUN YANI SIRA; GİRNE MERKEZ- LAPTA ARASI OLAN TEK ŞERİTLİ YOLUN, GENİŞLETİLEMEMESİ NEDENİYLE BU YOL, ADETA AZAP YOLU HALİNE GELMİŞTİR..
KEZA; ASFALT YENİLEME ÇALIŞMASI YAPILAMADIĞI İÇİN, ADETA KÖSTEBEK YUVASINA DÖNEN BU ve BENZERİ YOLLARIN...
ALENEN KAZALARA DAVETİYE ÇIKARTMASI DA SON DERECE VAHİM BİR DURUMDUR..
ÇUKURLARDAN KAÇMAYA ÇALIŞAN SÜRÜCÜLER İSE, İŞİN DAHA DA KÖTÜSÜ, ADETA ÖLÜME DAVETİYE ÇIKARTMAKTADIRLAR..
Sistemin nasıl işlemediğine dair son bir örnek daha verecek olursak...
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI, HALA SULTAN DA EĞİTİM ALAN ÖĞRENCİLERİN BAŞ ÖRTÜSÜYLE AŞIRI İLGİLENMEKTENÖTÜRÜ..
OKUL BİNALARININ HARABE DURUMUNU GÖRECEK ZAMANI BULAMAMAKTA...
DERSLİK ve ÖĞRETMEN EKSİĞİ SORUNLARINI DA, BU NEDENLE BİR TÜRLÜ ÇÖZEMEMEKTEDİR..
Hepsinden önemlisi de, herkesin malumu olduğu üzere, *ÜLKEMİZİN T.C. İLE İMZALANMASI ZORUNLU OLAN BİR PROTOKOL SORUNU MAALESEF. ÖTEDEN BERİ HER DAİM VÂR OLMAKTADIR..
ŞÖYLE Kİ;
2019 YILI BAŞLANGIÇ OLMAK ÜZERE, *İMZALANMASI GEREKEN EKONOMİK PROTOKOLÜN, ÜZERİNDEN TAM 6 AY GEÇMİŞ OLMASINA RAĞMEN, HENÜZ İMZALANMAMIŞ OLMASININ YANI SIRA..
GEÇMİŞ DÖNEMLERDE İMZALANMIŞ PROTOKOLLERİN ŞARTLARINA DA, BAZI HÜKÜMETLER TARAFINDAN ISRARLA UYULMAMASI KARŞISINDA...
MEVCUT SİSTEM, BU YÖNÜYLE DE, NEREDEYSE ÇÖKME NOKTASINA GELMİŞTİR..
Bu listeyi diğer bakanlıklara teşmil ederek her bakanlık bazında genişletebilmek mümkündür..
Ancak; zaman kısıtlaması nedeniyle, bu noktada fazla ayrıntıya girmeyeceğim..
Bunun dışında; mevcut düzen içerisinde, hangi parti veya partiler iktidar olursa olsun, meclis içerisinden başbakan dışında, 10 milletvekiline, bakanlık görevi tevdi edilmekte...
İktidarı oluşturan parti veya partilerin kalan vekilleri ise...
Meclisin daha yoğun ve verimli çalışabilmesi için, sayısal açıdan yeterli olamamaktadır..
Ayrıca; bakan olamayan bir kısım milletvekileri de mevcut sistemin bir arzası olarak..
Hemen her hükümet döneminde, iktidar partisi veya partileri içinde, kendi KIRGINLARINI ve KÜSKÜNLERİNİ yaratmakta,
Böylesi bir durum ise, hükümetin sırtında, adeta DEMOKLES' İN KILICI GİBİ SALLANMAK TADIR...
Bu nedenle ÜLKEMİZDE; aynı TÜRKİYE ve birçok müreffeh AVRUPA ÜLKESİNDE OLDUĞU gibi, ARTIK BAŞKANLIK SİSTEMİNE bir an önce GEÇİLMELİDİR..
SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ İÇİN ELBETTE Kİ, ÖNCELİKLE ANAYASAL DEĞİŞİKLİĞE GİDİLMESİ ŞARTTIR..
Ancak böylesi bir değişiklik yapılırken, mutlak surette gerekçeleri ile birlikte, HALKA çok İYİ ANLATILMALIDIR...
Yine bilindiği üzere Anayasa; bir devletin temel hak ve özgürlüklerinin örgütlenişini...
Devletin organlarını, bu organlar arasındaki yönetim ve yetki bağlarını,
keza Devletle kişi arasındaki ilişkilerin temel kurallarını, belirleyen bir üst yapıdır...
Bu bağlam da; hemen hatırlatmak da fayda bulunmaktadır ki...
Her ne kadar, 2014 yılında Cumhuriyet Meclisinde, 1985 Anayasasını değiştirmek amacıyla, partiler arasında bir mutabakat sağlanmış...
Yani o tarihte; Mecliste bulunan; CTP, UBP, DP ve TDP’ nin katılımlarıyla, bir Anayasa Komitesi kurulmak..
*Böylece; Anayasayı değiştirecek maddelere ilişkin, bir taslak metin de hazırlanmış..
Üstelik bu metin, Cumhuriyet Meclisin de 48 KABUL OYU İLE BENİMSENMİŞ olmasına rağmen,
BAZI NEDEN LERDEN ÖTÜRÜ HALK OYLAMASI İLE, RED EDİLMİŞTİR..
Red nedenlerinin irdelenmesini şimdilik bir yana bırakacak olursak,
Anılan Yasa ile Anayasanın 23 maddesinde hangi değişikliklerin yapılmak istenildiğini...
Ana başlıkları ile, şu şekilde sıralayabiliriz...
1- Mevçut Anayasa da yer alan "Temel hak ve özgürlükler" maddesine, insan onuru kavramı eklenmiş; temel hak ve özgürlüklerin sınırlanma sebepleri daraltılarak; demokratik toplum düzeni ve bu düzenin gerekleri öngörülmüştür..
2- Meclisin işlerliğinin ve güvenilirliğinin artırılması amacıyla, 'uluslararası anlaşmaların Meclis onayına sunulması...' kabul edilmiş..
Grubu olmayan siyasal partilerin de, Başkanlık Divanı ve Komitelerde görev alabilmesinin önü açılmıştır..
3- Milletvekillerinin yargılanması, ve mahkûm olması halinde, cezasının infazı,
Milletvekillerine, keza eş ve çocuklarına ait mal ve servet beyanının verilmesinin zorunluluğu...
Keza yasama dokunulmazlığına sınırlama getiren kurallar benimsenmiştir.
4- Mevcut Anayasada yer almayan, çocuk hakları yasaya eklemiş..
Keza 'Bilgi Edinme Hakkı' da getirilmiştir.
5- Ölüm cezası ve öldürmenin meşru kabul edildiği haller, mevcut Anayasa' dan kaldırılmıştır..
6- Kamu görevlilerinin hangi ve ne şekilde siyaset yapacağına ilişkin kurallar yeniden düzenlenmiştir..
7- Sayıştay’a mali özerklik; Ombudsmana da, re' sen harekete geçme yetkisi verilmiştir.
8- Mahkemelerdeki yargıç sayısının artırılması ve yargıda uzmanlaşmanın sağlanmasına yönelik olarak, çocuk - ticaret ve iş mahkemeleri gibi uzmanlık mahkemelerinin kurulması da düzenlenmiştir..
8- Yerel yönetimi zarara uğratan yöneticinin, görevine mahkeme kararı ile son verilmesi hükmü de getirilmiştir.
Hasılı; yapılmak istenilen değişikliklerin çok büyük bölümünün, *ihtiyaçların gerisinde kalan, yürürlükteki 1985 Anayasa' sını ileriye götürme hedefine yönelik olduğu söylenebilir..
Her ne kadar; bu değişiklikler manzumesinin dahi, YETERSİZ OLACAĞINI İLERİ SÜRENLER OLACAKSA DA..
ELBETTE BU ÖNERİLER, YENİDEN ve günün şartlarına uygun olarak değiştirilebilir..
Ne var ki; günün sonunda, 29 Haziran 2014 tarihinde, referanduma sunulan 47/2014 sayılı Anayasa Değişikliğine İlişkin Yasa...
belki de halka iyi anlatılamamış olması nedeniyle, b civarında bir oyla RED Edilmiştir..
Ancak yine bilindiği gibi, Anayasa değişikliği, bazen değişime uyum sağlamak..
Bazen edinilen kazanımların yanı sıra, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınabilmesinin sağlamak,
Bazen de, sosyal/siyasal hak ve özgürlüklerin bilinçlendirilmesiamacına yönelik olabilir...
Hatta çoğu zaman, ülke sorunlarına çözüm üretebilmesi için de, ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ yapılmalıdır da...
Şimdi gelelim;
2014 yılında gündeme gelen değişikliklerin, toplumsal ihtiyaçlardan kaynaklanan, çok önemli ve hassas konulara ilişkin olmasına rağmen..
Halk oyu ile reddedilmiş olmasına ilişkin nedenlere...
Bu nedenlerin en başında,
1- Anayasa değişikliğini sağlayacak yasanın halka anlatılması için,
Öngörülen bir aylık sürenin, çok kısa olması nedeniyle, değişikliklerin toplum tarafından tam olarak anlaşılamamış olması gelmektedir...
2- Ayrıca; metnin hazırlık çalışmaları esnasında, uzmanlardan yeterli görüş alınmaksızın, sadece siyasal partiler nezdinde çalışmalar yapılmış olması da, bu hususta ayrı bir handikap teşkil etmiştir...
3- Referanduma sunulan metin ayrıca, halkın sorunlarına ve özellikle ekonomik sıkıntılara cevaz verecek nitelikte olmamıştır..
4- Değişiklik ile, devletin örgütlenme yapısı ve kuvvetler ayrılığına ilişkin bir düzenleme de getirilmesi düşünülmemiştir..
Yani bu yönleri ile, yasa kadük kalmıştır..
Bu nedenle; 1985 Anayasasına ilişkin değişikliklerin, artık günümüzde değişen dünya şartları da göz önüne alınarak..
Yeniden revize edilmek suretiyle yapılması da, gereklidir..
Tam da bu noktada; bir başka hususun daha önemle altını çizmeliyiz ki..
Anayasayı değiştirmeye yönelik, yapılacak en önemli değişikliğin ise..
ARTIK Mevcut PARLAMENTER sistemin, TOPLUMUN İHTİYAÇLARINI KARŞILAYAMADIĞI GERÇEĞİNDEN HAREKETLE...
Güçlü bir BAŞKANLIK SİSTEMİNE GEÇİLMESİ NOKTASINDA OLMASI GEREKİR..
Sistem değişiklikleri, elbette ki toplumun İHTİYAÇLARINDAN DOĞAR..
Bu tarz ihtiyaçların, doğup doğmadığına ilişkin, her daim çeşitli fikir ve argümanlar da, ileri sürülebilir..
Ancak; toplumun çeşitli katmanların da bu değişim, yüksek sesle dile getirilmeye başlamışsa, artık değişime karşı çıkmak, gelinen noktada NAFİLEDİR..
TIP KI RÜZGARI ARKASINA ALARAK DEĞİL,
RÜZGARA KARŞI YELKEN AÇMAYA BENZER Kİ..
BÖYLESİ BİR DURUM, *GEMİNİN BATMASIYLA, YANİ HÜSRANLA SONUÇLANIR..
Sn. Başkan değerli Milletvekilleri, son olarak şu husus da, iyi bilinmelidir ki..
TOPLUMSAL İHTİYAÇLARI GÖRMEZDEN GELEN SİYASETÇİLERİN İSE, SİYASET SAHNESİNDE KALICI OLABİLMELERİ ASLA MÜMKÜN DEĞİLDİR!..
Sözü daha fazla uzatmadan, tüm söylemlerime uygun BİR ATASÖZÜ ile konuşmamı bitirmek isterim..
"KAR SUYU İLE GELEN, SEL SUYU İLE GİDER..."..
Hepinize saygılar sunuyorum...
Bertan Zaroğlu
Lefkoşa Milletvekili
İlginizi Çekebilir