İran’ın son 2 haftada acı ve tatlı maceralar yaşadığını ve bunların halk için de ders verici nitelikte olduğunu söyleyen Hamaney, “Ayn el-Esed Hava Üssü’ne gönderilen füzeler, ABD’nin haysiyetini hedef almıştır. Bu, ABD’nin süper gücüne yapılan bir saldırıdır. ABD, Suriye, Irak, Lübnan ve Afganistan’da direniş güçleri tarafından darbe alıyor ancak verilen bu güçlü cevap, ABD’nin itibarına yapılmıştır, ne yaparsa yapsın bundan kurtulamaz.” dedi.
Hamaney, Devrim Muhafızlarının ABD üslerini vurmasının önemli günlerden bir tanesi olduğunu ve füzelerin atılmasının güç göstergesi olduğunu savunarak, “Bu saldırı askeri açıdan da önemliydi ancak daha önemlisi ABD’nin prestijine ve süper güç imajına darbe vurulmasıdır.” ifadelerini kullandı.
İran halkının devrimden 41 sonra da rejime sahip çıkmak için cenaze törenine yüksek katılım gösterdiğini dile getiren Hamaney, İsrail ve destekçisi basının, Süleymani’yi terörist olarak göstermeye çalıştığını kaydetti.
ABD Başkanı Donald Trump ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Süleymani’yi terörist olarak isimlendirdiğini hatırlatan Hamaney, şunları kaydetti:
“Teröristlerle en büyük mücadeleyi veren komutana karşı terör eylemi gerçekleştirdiler. Daha önce İsrail, Hamas liderini ve İslami Cihad liderini öldürdü ve biz yaptık dedi. ABD ise Irak ve Afganistan’da birçok kişiyi öldürdü ancak inkar ediyordu. Bu sefer ABD Başkanı öldürdüklerini itiraf etti. ABD terörist olduğunu ilan etti ve biz öldürdük dedi. Terörizme karşı en güçlü komutanı terörist olarak ilan etti, bu ABD için utanç nedenidir.”
Süleymani’nin sadece bir kişi ve Kudüs Gücünün de bir kurum olarak görülmemesi gerektiğine işaret eden Hamaney, “Süleymani’nin komutası altında mücadele edenler ülkemizin güvenliğinin de önemli temsilcileridir. Evet dışarıda savaşıyorlar ancak ülkelerini koruyorlar. Onlar Suriye ve Irak’ta İran’ı koruyor. Suriye ve Irak’ta icat edilen DEAŞ’ın asıl hedefi İran’dı. ABD’nin asıl hedefi İran’dı. Bu Süleymani komutasında mücadele eden gençler tarafından durduruldu.” diye konuştu.
Rejim karşıtı gösterilerde “Ne Gazze ne Lübnan” diye slogan atanları eleştiren ve bu kişilerin İran için de kendilerini feda edemeyeceğini iddia eden Hamaney, şöyle devam etti:
“İran için canını feda eden Süleymani’ydi. Tahran, Kum, Kirman ve Huzistan’da meydana inen milyonlar ve diğer şehirlerde Süleymani için yas tutanlar bu büyük imtihanda yer aldılar. Halk devrimden ve İslam cumhuriyetinden yana olduğunu göstermiştir. Emperyalizme karşı olduğunu ortaya koymuştur.”
Yorum Yazın