FATİH DOĞAN: Gemiyi kurtardı
Fatih Terim'in Kazakistan maçı öncesi "Şimdi 2. yarı başlıyor. Hep birlikte göreceğiz, göstereceğiz" sözleri yeni umudumuz olmuştu. Ancak Kazakistan deplasmanında ilk 70 dakika oynanan futbol bu işin hiç de kolay olmayacağını gösterdi. Temel sorun Bulgaristan maçının ikinci yarısında forma giyen Mehmet Topal önlerinde Selçuk ve Ozan üçlüsünün beklentinin altında kalmasıydı. Koşan rakibe karşı kontrol edilemeyen meşin yuvarlağa, sağda pasife düşen Hakan Çalhanoğlu, solda Arda ve ilerde Burak da yabancı kaldı!
İngiliz hakem Burak'ın topu kurtarıp kendini kurtaramadığı pozisyonda penaltıyı verse oyunun yönü tamamen değişebilirdi. Orta sahadan kim çıkar derken Fatih Hoca iki kez kaleyi yoklayan Topal'ı oyundan adı. Volkan'ın sağa geçişi orta sahaya dinamizm getirdi. Ozan-Umut değişikliği gol şansının artırılması için gerekliydi. Ki o Umut, Volkan'ın ortasında o şansı ön direkte pozisyon alarak buldu. Zor olanı yaptı, plaseyi dışarı vurdu. Burak ise 2 dakika sonra direğe takılınca "Bu kilidi kim açacak? diye beklerken Kaptan Arda sahne aldı. Burak'ın indirdiği topta gemisini kurtaran kaptan olarak bir ülkenin umutlarını da kurtardı.
LEVENT TÜZEMEN: Arda ipten aldı
Arda Turan'ın ikinci yarı "Bu maçı mutlaka kazanmalıyız" şeklindeki isyankarlığı, hırsı, inadı ve coşkulu oyunu Milli Takım'ı iddianın içinde tuttu. İki gün önce hocası Diego Simeone'nin, "Gol atma konusunda becerisini geliştirmeli. Bu beceri kendisinde var" sözleri olumlu etki etmiş ki; Arda mükemmel bir vuruş sonucu attığı golle Milli Takım'ı adeta ipten aldı. 6 ay sonra resmi bir maçta golle tanışan Arda'nın dönerek yaptığı vuruşu Milli Takım'da yapacak başka oyuncu yok. Bu kaliteli vuruşta Arda'nın vücut ölçülerinin dengeli oluşu kadar, yere sağlam basmasının büyük rolü var.
Maça akıl koyan Gökhan Gönül ile kaleci Volkan'ın ve Selçuk İnan'ın iyi oynadığı, Çalhanoğlu'nun sorumluluk aldığı maça yorum yaparsak; rakibi bozmaya oynayan, sertliği tekme atmak olarak gören Kazakistan'a karşı fazlasıyla üstündük. Ligin sonuna sıkışan maçta iyi mücadele ettik. Çok pozisyon bulduk ama atamadık. Sadece direğe takılmadık, adalet terazisi doğru tartmayan, penaltıyı vermeyen, tekmeye kart göstermeyen çapsız İngiliz hakemi de yendik.
RIDVAN DİLMEN: Artık rakibimiz Hollanda
Sezon sonunda fiziksel ve mental düşüşler başlar. Sezon sonu oynamak farklıdır. Bu maç için bu kaçınılmaz bir durumdu. Üç farklı sistemle oynadık bu maçta. Hoca önce 4-1-4-1'le oynayıp açmaya çalıştı.
Penaltı pozisyonları var, birkaç pozisyona da girdik. İlk yarı sonu Topal-Volkan değişikliğiyle B planına döndü. Son olarak da geriden daha iyi çıkabilmek için Hakan'ı stopere çekip Emre'yi aldı. Fatih Terim maçı kazanmak için her şeyi yaptı. Turnuvayla ilgili takımı ciddi bir şekilde eleştirebiliriz, o başka ama şu maç için ben kimseyi eleştiremem. Kazanmak için her şeyi yaptı. Yaptığı her hamle doğruydu. Öyle ya da böyle kendimizi Eylül ayına attık.
Öndeki ofansif oyuncularla işi bitirmek istedik. Orta sahamız biraz kısır kaldı. Yaratıcı oyuncular kenarda kaldı, rakip de 5'li oynadığı için bizim planımızı biraz bozdu. Fizikli, sırtı dönük oynayabilen tek forvetle 4-5-1 oynadılar. Biz de buna karşı hamle yapmak zorunda kaldık. Özellikle 60. dakika civarında inisiyatif aldı Arda. Atletico Madrid ona çok şey kazandırdı ama Arda'nın potansiyeli bence daha yüksek. Atletico katı kuralları olan bir takım. Simeone "Daha fazla atmalı" diyor, katılıyorum. Milli Takım ortalaması belki ligden daha fazladır. Atletico değil de Madrid'in diğer stadında oynasa 10 tane atar yılda.
İzlanda ile Çekler bizim rakibimiz değil. Hollanda bizim rakibimiz. Çek Cumhuriyeti ile İzlanda'yı geçerse Hollanda geçebilir. Bizim ilk 2 şansımız matematiksel olarak olsa da bence Hollanda ile üçüncülük yarışımız olacak. Letonya maçında kazaya uğramazsak Hollanda ile her türlü finale çıkacağız.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Hala işi kolay çözemiyoruz!
Bitime 7 dakika kala Arda'nın ayağından attığımız gol ile çok sıkıntılar yaşadığımız maçtan 3 puan alarak 'tamam' değil 'devam' dedik. Milli Takımımız, rakibin gücünün de yetersizliğini göz önüne aldığımızda, doğal olarak ilk devrenin büyük bir bölümünde beklendiği gibi oyuna hükmeden taraftı. Ancak bu güne kadar birçok kez bu tip takımlar karşısında olduğu gibi yine işi kolay bitirecek etkinliği bir türlü sağlayamıyorduk. Bana göre bu devrede en büyük yanlışımız, kalabalık alan daraltan savunma kurgusu uygulayan Kazakistan karşısında hücum girişimlerinde aceleci davranmamızdı. Daha fazla ve daha çabuk pas alışverişleriyle rakip oyuncuların verecekleri hamle cevaplarıyla yerleşme düzenlerini arızaya uğratmamız gerekiyordu. Bu yarıda kanatları da hiç çalıştıramadık. Çünkü sağ tarafta oynayan Hakan Çalhanoğlu hem kanat forveti değildi hem de Gökhan Gönül ile alışılmış bir uyumları yoktu. Solda ise Hakan Balta zaten yapısı gereği ofansif bir bek değil.
İkinci yarıda beklenen Volkan değişikliği sağ taraf için gerçekleşti. Bu değişiklik ile Çalhanoğlu da orta sahaya geçti. Takım olarak yine aceleci davranmaya başlayınca hem ofansif etkinlik sağlayamadık hem de Kazakistan da arka arkaya çıkmaya başladı. Fatih Terim, Umut'u oyuna alarak orta sahayı bir kişi eksiltti ve bu değişiklik sonrası Burak'ın yanına Umut gelince Kazak defansı yerleşme düzenini biraz da olsa kaybetti. Ve bunun sonucunda da Umut ve Burak arka arkaya çok net iki fırsatı değerlendiremedi. Fatih Terim, bir yerinde hamle daha yaptı ve Emre'yi oyunu alarak sol tarafa yoğun baskıda hareketlilik getirdi. Volkan'ın açtığı kulvardan Gökhan'ın bindirmeleri çok etkili olmaya başlamıştı. Sonuçta da beklediğimiz golü zor da olsa son 7 dakikada bulduk.
Önemli olan kazanmak ama her maçta bu tip takımlar kaşında her zaman kolay olmayacağını bildiğimiz, konuştuğumuz halde hala işi kolay çözemiyoruz. Bir de galibiyet golünü bulduktan sonra maçın son saniyelerinde rakibe çok tehlikeli bir atak şansı vermek de üzerinde düşünülmesi gereken bir olumsuzluk.
TURGAY DEMİR: Bakarıs, Akarıs, Yanarıs!
Fazlaca tedbirli bir 11'le başladık, Topal ve Selçuk birlikte sahadaydılar...
Arda şöyle bir kıpırdarken sağ kanadı hiç kullanamadık… Topu alan kaleye yüklendi, kontrolsüz, heyecanlı ama özünde etkisiz bindirmelerdi bunlar...
Dönen topları alamadık, Selçuk, Ozan ve Hakan Çalhanoğlu ön tarafa yeterli desteği veremedi… Sahanın her alanında canla-başla direnen Kazakistan fırsat buldukça da tehlikeli kontralar yaptı...
O olmadı, bu olmadı derken Burak'a yapılan net penaltıyı da hakem yedi ve soyunma odasına golsüz gittik, manzara hiç hoş değildi vesselam… Terim çözüm olarak ikinci yarıda Volkan'ı sağ kanata aldı yetmedi...
Sahada yürüyen Ozan çıktı Umut girdi döndük çift santrfora… İyi de kanatlardan top getiremedikten sonra seksen çift santrforumuz olsa ne fayda?
Terim'i bilmem ama kanatların halini görünce benim gözlerim Yasin'i aramadı değil...
Topun canı istemedi
Her neyse şu maçı kazanmak için isim aramanın da pek anlamı yok...
Dönen topları alıp rakibi boğacak ve beş-altı dakikalık baskı kuracak kadar organize değiliz ama iştahlı, hırslıyız, kovalıyoruz...Volkan kaçırdı, Umut altı pastan dokundu uzak direkten dışarı gitti, Burak vurdu direkten geldi, tekrar vurdu yine olmadı... 'Topun canı istemedi mi' demeli bilemiyorum ama üç direk arasına girmedi bir türlü... Sonra Arda Turan çıktı sahneye, topu aldı, rakipten kurtardı, döndü, vurdu; ohhhh çok şükür… Efsaneye göre Kazak Han, Kazaklar'ın atası kabul edilirmiş... Kazak Han'ın üç oğlu varmış ve isimleri şöyleymiş; Bakarıs, Akarıs, Yanarıs!
Bizde dün gece Baktık, rakip kaleye Aktık, Arda o vuruşu yapmasa Yanacaktık! Allah korudu…
İLKER YAĞCIOĞLU: Öldük öldük dirildik!
Dün geceki ya tamam ya devam diyeceğimiz maçta, 83 dakika boyunca resmen kabus gördük. Neredeyse galibiya bu iş burada bitti diyeceğimiz anda Arda'nın harika golüyle tekrar hayata döndük. Peki neden 83 dakika bekledik ve bizi rahatlatacak gol neden bu kadar geç geldi. Bunun birkaç sebebi var.
Birincisi maçın hakemi ilk devrede Burak'ın pozisyonunda penaytıyı çalsa çok daha erken öne geçer ve daha rahat bir maç oynardık.
Hakem demişken Volkan'ın kafasına resmen basan Kazak oyuncuyu sahada tutması ve kart dahi göstermemesi İngiliz hakemin en büyük yanlışlarından biriydi. İkincisi her zamanki gibi girdiğimiz gol pozisyonlarını hoyratça harcamamızdı.
O kadar akıl almaz goller kaçırdık ki Kazaklar'ın direncini arttırdı.
Son olarak da oyun içinde zaman zaman acele oynamamız ve sakinliğimizi kaybetmememiz de golü geç bulmamıza neden oldu.
GOL GEÇ GELİNCE
Maç içinde Fatih hoca, kazanmak adına her türlü hamleyi yaptı.
Ve çare üretmek için hem oyuncu değişikliği yaptı hem de taktiksel anlamda müdahalelerde bulundu.
İlk devredeki üçlü orta saha etkili olamayınca ikinci yarıya Volkan Şen'i alarak kanatları güçlendirerek başladı. Bu olmayınca bir orta saha daha çıkartıp Umut Bulut'u oyuna aldı ve çift forvete döndü. Bu da olmayınca hücumu seven genç Emre'yi sol beke aldı ve iki bekimizle hücum bölgesinde pozisyonlar üretmeyi düşündü.
Kısaca kazanmak için gereken her türlü hamleyi yaptı.
MAÇIN EN iYiSi ARDA TURAN
Attığı golle umutlarımızı devam ettirdi.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ OLİVER
Maçın İngiliz hakemi maçın en kötüsü.




























Yorum Yazın