Güney Kıbrıs’taki iki ağılda Mavi Dil hastalığının görülmesinin ardından, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) de alarma geçildi.
Güney Kıbrıs’taki Veteriner Dairesi’nin teknik heyeti ile temasa geçen KKTC Veteriner Dairesi, gerekli önlemlerin alınması için çalışmalar başlattı.
Ara bölgelerde bulunan ağıllardaki hayvanların adanın kuzeyine geçişi bir süreliğine yasaklandı, sıkı kontroller ve hastalığın yayılmasına neden olacak sineklere karşı ilaçlama başlatıldı.
Güney ve Kuzey veteriner dairelerinin teknik heyetlerinin, hastalığa karşı mücadele için yapacağı toplantının ardından yeni bir yol haritası belirlenecek.
Ataben: Güney ile temasa geçtik
Veteriner Dairesi Müdürü Hüseyin Ataben, Güney Kıbrıs’ta Mavi Dil hastalığının görüldüğünün gündeme gelmesiyle birlikte hemen harekette geçip oradaki Veteriner Dairesi ile temasa geçtiklerini anlattı.
Güneyden kendilerine iki çiftlikte Mavi Dil hastalığının görüldüğünün bilgisi geldiğini belirten Ataben, şunları kaydetti:
“KIBRIS Gazetesi’de yayımlanan Mavi Dil hastalığının Pile bölgesindeki iki çiftlikte tespit edildiği haberi üzerine pazartesi günü veteriner teknik komitemizi toplantıya çağırıp, Güney Kıbrıs veteriner teknik komitesi ile iletişime geçmelerini ve konu hakkında bilgi talep etmelerini istedik.
Bu çerçevede Güney Kıbrıs veteriner komitesi mail ortamında bir bilgi notunu bizim teknik komitemize ulaştırdılar.
Bu bilgi notunda, iki ağılda tespit edildiği ve ilk etapta bunun hangi tip etkenden hastalık oluştuğuna yönelik laboratuar kontrolü için gerekli çalışmaları başlattıkları ve ilk etapta bölgede hastalığı bulaştıran etkenin yani vektör olarak sokucu sinekler olması sebebi ile bu sokucu sineklere karşı bir ilaçlama başlattıklarını bizlere bildirdiler…
Bu bilgi üzerine biz kendilerine bir toplantı talebinde bulunduk. Teknik komitedeki veteriner arkadaşlarımız bugün görüşme yapacaklar”.
“Kontroller başladı”
Hastalığın çıktığı Pile ve Beyarmudu gibi bölgelerdeki üreticileri bilgilendirip gerekli kontrolleri bölgede başlattıklarını açıklayan Ataben, şöyle devam etti:
“Vektör olan sineklere karşı bölgedeki belediyelerimizle de işbirliği içinde bir ilaçlama programına başlandı.
Bugün itibari ile basından elde ettiğimiz bilgi çerçevesinde yayılma söz konusu olduğunu ve başka çiftliklerde de görüldüğü yönünde bize bir bilgi ulaştı.
Bunun üzerine sınır bölgemiz olan Gazimağusa’da bölge veteriner dairemizi ve Lefkoşa kaza veteriner dairemizi ayni şekilde sorumlularını bilgilendirdim.
Konu ile ilgili Akıncılar ve Gazimağusa’nın, güneye yakın yani Derinya kısmında bulunan üreticilerin, hem bilgilendirilmesi, hem de vektör olan sineklere karşı ön tedbir olarak ilaçlama yapmaları talimatını verdim”.
“Bizde herhangi bir vaka görülmedi”
KKTC’de şu ana kadar herhangi bir vaka görülmediğini söyleyen Ataben, şöyle dedi:
“Şüpheli olan herhangi bir vaka bildirimi varsa, onunla ilgili numune alınması gerekirse alınarak kontroller yapılacak.
Laboratuar kontrollerinin de en iyi şekilde yapılabilmesi için de gerekli kit malzemesinin tedarikine gidildi.
Bu gibi hastalıkların yayılmasında en büyük etkenlerden bir tanesi kuraklık ve havaların sıcak gitmesi…
O da şu anda bizim için olumsuz etken olarak önümüzde duruyor. Ancak alınması gereken tüm önlemler alındı. Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği başkanı ile sürekli iletişim halindeyiz.
Bir de aldığımız tedbirler arasında, ara bölgede bulunan üreticilerimiz, izinli bir şekilde kuzeye hayvan geçişleri yapılıyordu, onları da ikinci bir emre kadar durdurduk”.
Naimoğlu: Ortak hareket edilmeli
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğluları da, Mavi Dil hastalığına karşı adanın kuzey ve güneyinin ortak hareket etmesi gerektiğini söyledi.
Özellikle güneyde aşılamaya gidilecekse kuzeyde de aşılama yapılması gerektiğini kaydederek, aşılamanın daha güçlü bir virüs vermek olduğunu hatırlattı.
Naimoğlluları ayrıca ülkede gayri yasal yollardan hayvan alış verişi yapıldığının bilindiğini ve bunun yapılmaması içinde ciddi tedbirler alınması gerektiğini anlattı.
Bu mücadele konusunda hayvanlara ilaç verilmesi gerekiyorsa bunun sağlanmasının ve kesinlikle “para kalmadı” gibi mazeretlerin kullanılmaması gerektiğini ifade eden Naimoğlu, “Bu hastalık bizim ülkemizde de 5 yıl önce görülmüştü. İnsana bulaşan bir hastalık olmasa bile, hayvan ölümlerine neden oluyor. Ciddi önlemler alınması gerekir” dedi.
Yorum Yazın