Kamu-Sen Başkanı Metin Atan, yeni kurulan 4’lü koalisyon hükümetinin işlevselliği ve yaşanan süreç hakkındaki görüşlerini paylaştı, “Öncelikle hükümet hayırlısıyla kurulmuştur. Benim dile getirdiğim hükümete zaman vermemiz gerekiyor” dedi.
Hükümetin 4 başlı bir hükümet olduğunu ve her konuda hemfikir olmasının olanaksız olduğunu kaydeden Atan “Kendimizi kandırmayalım, benim naçizane önerim belli bir noktada konsensus sağlanacak şekilde olmasıdır. Ancak ben tekrardan söylüyorum bu hükümete de bizim zaman vermemiz lazım” diyerek şunları söyledi:
“Yeni hükümete destek vereceğiz”
“Daha önceki ikili koalisyonda da çatlaklar oluşmuştur anlaşmazlıklar çıkmıştır. Şu an kurulan 4’lü koalisyonda da bu anlaşmazlıkların yukarıya çekileceği aşikardır. Ama bu demek değil ki başarılı olamazlar. KKTC hepimizin, siyasi parti başkanları kayda değer insanlar ve halk tarafından sevilen insanlar. O yüzden biz KAMU-SEN olarak basında da bildirdiğimiz üzere zaman konusunda da gerekli desteği vereceğiz. Ancak benim son yapılan 22 maddelik protokolde belirtildiği üzere biz de her vatandaş gibi usulsüzlüklerin üzerine gidilmesini bekliyoruz, müşavirlik konusu, daha şeffaf hesap verilebilirlik durumu bizlerin her zaman savunduğu ve tüm mali protokollerde gündeme getirdiğimiz maddelerdir. Bu soruşturma ve usulsüzlüklerin üzerine gidilirken benim tavsiyem bugünden sonra değil bundan öncekilerin de üzerine gidilmesidir. Çünkü 42 yıllık bir süreç içerisinde tabii ki bana kimse çok ak ve pak olduğunu söyleyemez. O nedenle geriye dönük de işlemlerin yapılması gereklidir”
“2009’da KTHY nasıl batırıldı?”
Örnek olarak Kıbrıs Türk Hava Yolları’nı gösteren Atan “2009’da bir KTHY batırıldı. Nasıl batırıldı, kimler vardı, hükümette kimler vardı, yönetim kurulunda ve yahut diğer konularda kimler vardı, sorumlu olanların da soruşturulması gereklidir. Benim burada tereddüt ettiğim bir tek nokta Kudret beyin ve Cemal beyin hükümete yeni geldiği için bir sıkıntısı yok. O yüzden olayların üzerine direk gidebiliyor da diğer ortakların DP ve CTP’nin burada sıkıntılar yaşayacağını söyleyebilirim” diyerek şöyle devam etti:
“Özümüze dönmemiz lazım”
“Eğer sadece son döneme bakılacak olunursa o da adil ve şeffaf olmaz. Bazı şeyler kimsenin yanına kalmayacak. Artık özümüze dönmemiz lazım. Bayağı sansasyonel dönemler geçirdik. Özellikle son dönemde yaşadığımız olaylar bayağı gündemi meşgul etmiş ve halkta tedirginlik yaratmıştır. Bölücülük ayrımcılık ötekileştirme söylemleri çıktı. Bu nedenle dış basının bize bakışı da farklılaşmıştır. Türkiyesiz yavru vatan olamaz. Türkiye Cumhuriyeti bizim yanımızdadır. Kişiler gelip geçidir kurumlar kalıcıdır. Bakın herkes ayakları üzerinde duran bir KKTC arzusundadır. Ama bir ülkede eğer üretemiyorsan, sanayin yoksa, vergini toplayamıyorsan, anlayın ki artık bu toplumda taşıma su ile değirmenin dönmeyeceği ve ayaklarımızın üzerinde duracağız söylemleri ile kimse kimseyi kandırmayalım”
“Türkiye, bizi bizden daha iyi biliyor”
“Benim anlayamadığım nedir, mali protokolü imzalıyoruz buradan gidene deniliyor ki protokolü incele ve ona göre imzala. Buradan gidenler imzalıyor ve kabul ediliyor. Buraya geri gelindiğinde bu protokole sadık kalınmıyor ve Türkiye niye uygulamadın dediğinde sıkıntılar başlıyor” diyen Metin Atan “Çünkü biz orada kendimizi ifade edemiyoruz. Bu bir gerçektir. Türkiye Cumhuriyeti bizim içimizi bizden daha iyi biliyor artık. Biliyorsunuz bir su olayı çıktı yeraltı kaynaklarımızın 3 yıllık ömrü kaldı diyorlar bizim daha bundan haberimiz yok. Benim topraklarımda yok mu uzman. Türkiye Cumhuriyeti’nde uzmanlaşmış ve kendini çok iyi yetiştirmiş kişilerin raporu sayesinde önümüzü görüyoruz. Ben her zaman söylüyorum sen yönetemezsen birileri gelir seni yönetir. Türkiye’ye karşı bakış açımız şöyledir. Bizim içişlerimize müdahil olma deriz ama tamamen adadan çıksın boyutunda değildir. Allah aşkına bu hiç akla mantığa uyan bir söylem midir. Türkiye’nin buradan çıkması demek askeri, ekonomik ve bir çok alanda bizim çökmemiz anlamına gelmektedir” yorumunda bulundu.
“Elimizi taşın altına koymayı biliriz”
“Biz Kamu-Sen olarak her zaman için yapılan doğruların yanında olduğumuzu, yanlışların da karşısında olacağımızı her platformda dile getirmekteyiz. Kimseye popülizm yapmak niyetinde de değiliz. Biz gerektiği heryerde elimizi taşın altına koymasını biliriz. Gerektiği yerde de haddimizi de biliriz. Ama marjinal bir pozisyona da girmeyiz” diyen Metin Atan, koalisyon döneminin başladığına da işaret ederek “Bakın bu koalisyon hükümeti belki de diğer koalisyonlardan daha da iyi olacak. Sayın Serdar Denktaş’ın Maliye’nin başında yer almasına çok sevindiğimi dile getirmek isterim. Çünkü sayın Denktaş’ın yapmış olduğu icraatlar ortadadır. Ben zaten söylüyordum ikili koalisyondaki hükümetin başı her zaman için Serdar Denktaş olmuştur. Çünkü hükümetin büyük ortağı irade kullanıp Serdar beye söz geçirememiştir. Serdar bey ne söylediyse yapmıştır. Yapmayacağı şeylere de yapmayacağım diyerek söylediklerinin de arkasında durmuştur. Dirayetli bir duruşu olmuştur ve yalpalamamıştır. Bizim saygı duymamız lazım 2’li değil 4’lü koalisyona sıcak bakmıştır ve hükümetin bu şekilde kurulmasını sağlamıştır”
“Yeni hükümete başarılar diliyorum”
Koalisyonun CTP kanadını da değerlendiren Metin Atan “Sayın Erhürman benim çok sevdiğim bir kişiliktir. Gerçekten de diğer parti başkanları da bu ülkede gerekli olan kişiliklerdir. Tufan Beyin topluma bakış açısı hukukun işletilebilirliği açısından bir şans olarak görmekteyim. Umarız halkımızın yararına ve ülkemizin menfaatine uygun icraatlarla karşımıza çıkarlar. Kendilerine bu anlamda başarılar diliyorum ve sendikalar ile devamlı iletişim halinde olmaları temennisinde bulunuyorum. Vergi adaletsizliğinin de bu dönemde düzeleceğini düşünüyorum. Denetleme mekanizmasını bir an önce harekete geçirmeleri gerektiğinin de farkındalar. Dairelerdeki laçkalığın ortadan kaldırılması ve işlevselliğini en üst seviyeye çıkarmak için yapacakları çalışmalarda da biz sendika olarak her zaman için yanlarında olarak tam destek vereceğimizin bilinmesini isteriz” ifadesini kullandı.
“Uyuşturucu problemi gittikçe büyüyor”
Konuşmasında son dönemlerde artan uyuşturucu ve cinayet olaylarını da değerlendiren Metin Atan “Son günlerde bir vahşet yaşandı ve bu konuda duyarlılık gösteren zannedersem sadece bizim sendikamız oldu bir basın açıklaması yaptık. Bu bizim ülkemizin ne hale geldiğini gösteren bir olaydır. Bu ülkede uyuşturucu çok büyük bir problem haline gelmiştir. Uyuşturucunun olduğu yerde cinayet yaşanmaması mümkün değildir. Ülkemizde yaşanan bu uyuşturucu olayları ve buna bağlı yaşanan cinayet Türkiye ve KKTC medyasını oldukça meşgul etmiştir. Biz bu konuda da çok rahatsızız. Bir an önce buna da bir çare bulunması gerekmektedir” diyerek polis teşkilatının içine düştüğü duruma dikkat çekerek şunları söyledi:
“Polisimiz psikolojik olarak bitti”
“Polisimiz bitmiştir. Bunu söylerken psikolojik açıdan bittiği gözler önündedir bunu belirtmek isterim. Bizim iç güvenliğimizden sorumlu polisimiz haklı nedenlerle bitmiştir. Çünkü motivasyonu kaybolmuştur. Bir takım yasalar için beklentiye girmiş ve olumsuzlukla sonuçlanarak rafa kaldırılmıştır. Bunun da polisimizde olumsuz bir etkisi olmuştur ve polisimiz de ona göre hareket etmektedir. Polisimizin son zamanlarda gündeme geldiği bir Afrika gazetesi olayı yaşanmıştır. Biz Afrika gazetesinin yazdıklarını kınadık ve tasvip etmediğimiz belirttik. Ama öte yandan Afrika gazetesine karşı yapılmış olanları da tasvip etmiyoruz, yapılan haneye tecavüzdür. Bu olaylar yaşanırken polisimiz seyirci kalmıştır. Eğer birileri o gazeteye rahatça girebiliyorsa da ve bunu polisimiz engelleyemiyorsa ülkenin güvenliği için büyük bir soru işareti ortadadır. Polis yaptığı tutuklamaları cumhurbaşkanının çağrısı üzerine yapmıştır. Halbuki polisin görevi olaya yerinde müdahale ederek gerekli tutuklamaları gerçekleştirmek olmalıydı. Bunları Cumhurbaşkanı çağırmadan önce yapman lazımdı. Orada Polisimizi yerle bir ettiler. Bu da büyük bir sıkıntı. Çünkü eğer bir ülkede denetim yoksa, güvenliğin yoksa o ülkede anarşi doğar ve bu ortamda kendi cezanı kendin vermeye çalışırsın. Bunlar bir sıkıntı yumağı halinde büyüyerek önümüze geliyor ve bu konulara da çok üzülüyoruz. Tekrardan söylüyorum biz her konuda hükümete köstek değil destek olacağımızı söylüyoruz. Üzerimize düşeni fazlasıyla yapma isteği ve mantığındayız”
“Bu yıl Ege turu düzenliyoruz”
Son olarak bu yıl yapacakları aktiviteleri anlatan Metin Atan “Biz biliyorsunuz Sendikacılığın sadece hak ve özlük hakları ile ilgili değil sosyal aktivitelerle ilgili çok yoğun çalışmalarımızı gerçekleştirmekteyiz. Biz sendika üyelerimizi Türkiye’de bulunan dost kurum ve kuruluşların desteği ile gezilere göndermekteyiz. Biz sosyal faaliyet ve sağlık hizmetleri konusunda da sendika üyelerimiz için çalışma ve mücadele içerisindeyiz. Bir çok sağlık kuruluşu ile de çalışmalarımız mevcuttur. Gezilerimizin genel amacı çalışanlarımızın motivasyonunu artırmaktır. Sendikasına güvenine tazelemektir. Bu yıl Ege turu düzenliyoruz. Arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürmektedir. Geçen yıl yaptığımız gezide çok olumlu geri dönüşler aldık. Üyelerimizi uçak bileti, transfer ve konaklama da dahil olmak üzere 1.500 TL civarında bir ücretle gezi düzenleme çalışmasını yürütmekteyiz, üyelerimiz için en iyisi ve en doğrusu ne ise o doğrultuda çalışmalarımız devam etmektedir ve devam edecektir” dedi.
Yorum Yazın